8 Mart 2008 Cumartesi

Mevlanadan Göndermeler..

Mevlana'dan 21. Yüzyıla İnciler...

** Eşekten şeker esirgenmez ama eşek
yaratılışı bakımından otu beğenir.

** Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.

** Leş, bize göre rezildir ama, domuza,
köpeğe şekerdir, helvadır.

** Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül,
kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?

** Pisler, pisliklerini yapar ama
sular da temizlemeye çalışır.

** Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.
Selviyi hür bir halde yücelten,
kederi de sevinç haline sokabilir.

** Nasıl olur da deniz, köpeğin agzından pislenir,
nasıl olur da güneş üflemekle söner?

** Akıl padişahı kafesi kırdı mı,
kuşların her biri bir yöne uçar.

** Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta
aşağılık dünyadan göğe sıçrayiverir.

** Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü,
inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.

** Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur.
Kıskançlık ateşten meydana gelir.

** Dünya tuzaktır. Yemi de istek.
İstek tuzaklarından kaçının.

** Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama
susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok.

** Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin.
Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.

** Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek,
inciyle denizin varlığından da şüphe eder.

** Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu,
dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.

** Oruç tutmak güçtür, çetindir ama
Allah'ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından,
bir derde uğratmasından daha iyidir.

** Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz.
Suyu başına döksen, başı kırılmaz.
Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan,
toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.

** Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana,
içinde inci vardır.

** Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir.
Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.

** Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?

** Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes
çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?

** Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler.

** Her dil, gönlün perdesidir.
Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.

** Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları
olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.

** İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey
görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun
diye bu alem yok değildir.

** A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın,
tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.

** O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti.
Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.

** Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da
nedir bir sevgiye harcanmadıktan,
bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.

** Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor,
gama binlerce defa aferin.

** Nefsin, üzüm ve hurma gibi
tatlı şeylerin sarhoşu oldukça,
ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?

blackfoal

Hiç yorum yok: