24 Şubat 2013 Pazar

Katolik Mezarliginda Suryani kilisesi izni.


Katolik Mezarliginda Suryani kilisesi izni.

by Christians News on Wednesday, February 20, 2013 at 11:41pm ·
Suryani Ortadokslarin yillardir talep ettigi Kilise insa izni  en sonunda Buyuk Sehir Belediyesi tarafindan kabul gordu ve onaylandi. Aralik ayinda basinda buyuk ses getiren bu haber tarihde bir ilk cunku Turkiye'de daha once hicbir musluman olmayan azinliga yasal olarak yeni bir ibadet yeri insa izni verilmemisti. Buyuk sehir Belediyesi'nin kilise yapimi icin uygun gordugu arsa  kucuk bir detayi olan buyuk bir arazi.

Kilise yapimi icin uygun gorulen arazi aslinda Latin Katolik mezarligi.
Üstelik verilen arsanın yıllardır Yeşilköy’de, Bakırköy'de Süryanilere kiliselerini kullandırtan Latin Katolik toplumuna ait olması Suryanilerinuzuntusunu binlerce kat arttırmaktadır.
Daha yakın bir zamanda 1700 yıllık Mor Gabriel Manastırı’nın sahip olduğu topraklar için işgalci kararını veren Yargıtay’ın haksız kararı ortada dururken İstanbul’da başka bir topluma ait bir mezarlık arsasının Süryanilere kilise tahsisi için verilmesini Süryanilere verilmiş bir sus payı olduğunu düşünmekteyiz. .

Aslinda 1868 yilinda Italyan katolik kilisesine bagislanan arazi yasal olarak 1936'da Katolik'lere kayitlanmis buna ragmen 1951'de devlet tarafindan  istimlak edilmistir.

2011 Avrupa Birligi ilerleme raporlarina gore Turkiye ,azinlik halkarinin mezarliklarina Belediyeler tarafindanel konulamaz diyen  3998 No'lu kanunu tam olarak uygulamadigini belirtmistir.

Suryani Liderler arsanin hak sahibi olan Italyan katoliklere verilmesi konusunda israr ederken alinan bu kararin azinliklar arasinda karmasa yaratmaya yonelik alindigi bir gercektir. Hukumetin bu karari iyi niyetle almadigi Mor Gabriel Manastirina karsilik sus payi olarak verildigi Suryani Toplumun savunuculari tarafindan dile getirilmistir.

Dr. Daniel J. Colchis


Islami Laiklik


Islami Laiklik

by Christians News on Wednesday, February 20, 2013 at 12:08am ·
Turkiye Cumhuriyet'i kurulusundan itibaren din sokaklardan uzak tutulmustur, kalabaliklari tahrik etmek, yonlendirmek icin kullanilmasini bir yana birakin her bireyin inanci esit gorulmus ve korunmaya calisilmistir. Ne kadar basarili oldugu tartismaya acik olsada Adalalet ve Kalkinma Partisi iktidara gelene kadar Turkiye Laik durusunu korumustur.

Islami gorusu benimseyen AKP'nin iktadirini doldurdugu 10. yil icinde bariz olan bir gercek var ki o da Turkiye'nin Islami bir devlet olmaya her gun biraz daha yaklastigidir.

Dinin her gecen gun biraz daha kimliklestirildigi Turkiye'de Turk demek musluman demek olmustur. Musluman turk olgusunu yyillardir insanlarin bilinc altina isleyen Milliyetci, Islamiyetci odakli sag partiler laikligi artik dini korumak icin degil azinliklara ozelliklede Hristiyanlara eziyet etmek icin kullanir hale gelmistir.

Turkiye' nin tarihi gecmisine bakacak olursak Ataturk'un onderliginde Turkiye her zaman kendini batiya orta dogudan daha yakin olarak tanimlamis ve dini, bir somuru unsuru olarak degil de inanc ve hak ozgurlugu icinde degerlendirip asla kokten dincilerin eline birakmamis ve her zaman devlet teminati altinda tutmustur.

Turkiye'nin Batili bakis acisi Adalet ve kalkinma partisi iktidara 2002'de geldiginden beri yon degistirmis ve daha cok Orta-Dogulu bir bakisi benimsemis ve diger Musluman ulkeleri kardes ulke olarak benimsemistir.
AKP bugun 3. donemini yasarken artan bir ivmeyle islami politik degerlerini Turkiye Devletine ve halkina empoze etmektedir.

Sonuc olarak Turkiye dunyanin hicbir yerinde gorulmeyen Islami politikayi batilasmayla sentezlemeye calisan ama bunu yaparkende topraklarinda Musluman Turk olmayan vatandaslarini asagilayarak ayirma yolunu secmistir.

Islamin politik cevreye olan etkisinden memnun olmayan bir diger kesim ise Milliyetci olarak nitelendiren kesim ki; onlara gore ancak bir musluman turk olabilir bunun disinda kalanlar sadece azinliktir ve T.C. vatandasi olamaz, kendilerine Turk denemez, cunku onlara gore muslumanlik inanc olmasindan ziyade bir kimliktir. Iste tam da bu yuzden milliyetciler Hristiyanlari ozelliklede Protestanlarin can ve mal guvenligi tehlike altindadir.

Turk Milliyetcilerine gore Musluman olmayan azinliklar ulusal guvenlige tehdit etmektedir.  Onlara gore bir Turk ateist bir Turk Hristiyan dan daha az tehlikelidir. Baslibasina bu oksimoron olarak gorunsede Turkiye'nin Islami ve Milliyetci bakis acilari bunu dogrulamaktadir.

2012 Insan Haklari Ihlali Raporuna gore Turkiye'de son bir yilda Protestan Hristiyan'lara ve kiliselerine yonelik 10 kayitli saldiri olmustur.

Dr. Daniel J. Colchis

10 Mart 2008 Pazartesi

Memleketten Siyaseten İnsan Raporu


Entel mi Entel Az birazda Dantelli giyimiş. Bir kısım giyim eşyasını.. Görünmemesi gerekiyor
kanımca fakat gözüküyor alttan alttan..

- "Hanım.. kaç defa demedimmi giyinme böyle diye. Bak rezil oluyoruz Ahaliye"

"-Sus Karışma Sen bana Baskı yapıyorsun, Kalbimi kırıyorsun, Beni sen rezil ediyorsun..
Ahaliden banane, Onlarda var olanı sergileyemiyorlarsa sanane.. Yoksa sendemi vucudumu
siyasete kurban edecen, kamusal alan ilan edecen..."

-"Hanım sustum yeterki sen söylenme.. Tamam bir şey demedim.. Böyle yönetenlerimiz olursa
Hanımda ölesine konuşur."

İşte memleket manzarası. işte rahmetli barışın halil ibrahim sofrası...
Bu ne lahana bu ne turşu.. Herkes perhizde.. Milletçe olmuşuz obez karışık melezce
Koyun kırması, Denizde ve karada yaşayan aklı bir karış havada vatandaş bozması..

Dindar Mindar birazda.. Takunyalı kafasında Sarıklı...

"-Bey... Kaç defa demedimmi böyle giyinme diye. Bak rezil oluyoruz Ahaliye"

-"Sus Karışma Sen bana Baskı yapıyorsun, Kalbimi kırıyorsun, Beni sen rezil ediyorsun..
Ahaliden banane, Onlar var olanı sergiliyorlarsa sanane.. Yoksa sendemi vucudumu
siyasete kurban edecen, Allaha inandık girdik bir yola.. Gerisini Mevlam Koruya..

İşte memleket herkes aynı rüzgara doğru.. Koşan yok... İşeyende yok Hep Rüzgar nereden
eserse o yöne... Anlamıyorki zevat.. Tarihi bilmiyorki.. Bugun o rüzgarın peşine koşanlar
Yarın Keşişleme Belki ondan sonraki gün Yıldız KArayel Hangi Rüzgarın peşime gidilecek
Sadece kıbledenmi eser rüzgar.. Ne var Bunda Bilinmeyecek..

© Copyright 2008 Blackfoal
__________________________________________________________
Dünyada Güç Sahipleri Ahmaklardır...Ahmakların ruhları yoktur... Kalp sahipleri sanatçı ruhuna sahip olanlardır. Onlardır ki, Dünyanın hala güzel, Hala yaşanılabilen bir yer olmasını temin ederler. Bunların dışındaki topluluklar ve toplumlar ara sınıfı oluştururlar...

© Copyright 2008 Blackfoal


8 Mart 2008 Cumartesi

Mevlanadan Göndermeler..

Mevlana'dan 21. Yüzyıla İnciler...

** Eşekten şeker esirgenmez ama eşek
yaratılışı bakımından otu beğenir.

** Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.

** Leş, bize göre rezildir ama, domuza,
köpeğe şekerdir, helvadır.

** Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül,
kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?

** Pisler, pisliklerini yapar ama
sular da temizlemeye çalışır.

** Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.
Selviyi hür bir halde yücelten,
kederi de sevinç haline sokabilir.

** Nasıl olur da deniz, köpeğin agzından pislenir,
nasıl olur da güneş üflemekle söner?

** Akıl padişahı kafesi kırdı mı,
kuşların her biri bir yöne uçar.

** Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta
aşağılık dünyadan göğe sıçrayiverir.

** Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü,
inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.

** Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur.
Kıskançlık ateşten meydana gelir.

** Dünya tuzaktır. Yemi de istek.
İstek tuzaklarından kaçının.

** Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama
susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok.

** Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin.
Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.

** Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek,
inciyle denizin varlığından da şüphe eder.

** Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu,
dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.

** Oruç tutmak güçtür, çetindir ama
Allah'ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından,
bir derde uğratmasından daha iyidir.

** Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz.
Suyu başına döksen, başı kırılmaz.
Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan,
toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.

** Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana,
içinde inci vardır.

** Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir.
Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.

** Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?

** Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes
çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?

** Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler.

** Her dil, gönlün perdesidir.
Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.

** Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları
olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.

** İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey
görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun
diye bu alem yok değildir.

** A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın,
tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.

** O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti.
Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.

** Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da
nedir bir sevgiye harcanmadıktan,
bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.

** Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor,
gama binlerce defa aferin.

** Nefsin, üzüm ve hurma gibi
tatlı şeylerin sarhoşu oldukça,
ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?

blackfoal

18 Şubat 2008 Pazartesi

Güneş Yakacak Ağlayacaksın.!.

ezileceksin aşkımın tazeleğinden
güneş tenine değecek ağlayacaksın
yakacak bagrını kalbine işleyecek
hatırlatacak masum sevgimizi
hatırlatacak acı sevgini
gözlerin kamaşacak af dileyeceksin
görebilirsen, ulaşabilirsen bana
yelken açmış olacağım yeni aşklara
yeni yeni umutlara
sen ufka bakacaksın
ve gene ağlayacaksın

© Copyright 2008 blackfoal

15 Şubat 2008 Cuma

YALNIZLIK MEYHANESİNDE

Bu gece konuşmaz artık yıldızlar
Sen oturdukça yalnızlık meyhanesinde
Zaman akıp gitmekte gençlik hanesinde

İki kelimeye bile muhtaç bırakmakta yıldızlar

Takvime bak mevsim hala yalnızlıkta
Yalnızlık aynın yalnızlık gününde
Ve yıl yalnızlıkta

Saati hiç sorma yalnızlığı yalnızlık geçmekte

Sen hala oturmaktasın adı malum meyhanede
Gönlün olmak ister sevgi hanesinde.

© Copyright 2008 blackfoal

9 Şubat 2008 Cumartesi

EVLİLİK HARITASI Bölüm III

Bölüm III

Şimdi bir olay yaşıyorsunuz... Sıradan bir gün siz evdesiniz veya eşiniz evde biri işten geliyor. Rutin olarak çiftlerden biri her gün bir şeyler yapmakta eşlerden biri ev düzenlemesi diğeri başka başka öncelikler.. Eğer burda bu önceliklerin yapılmasında sürekli olarak düzensizlik yok ise bazı gecikmeleri hoş görmek gerekiyor. Bu sizi basitçe etkilesede... Ve sakın ola karşılıklı çiftler asla bir birlerine yüksek sesle hitap etmemeliler. Tüm uzmanların ortak görüşünü hepimiz biliriz. Kelimelerde hata yoktur hata bizlerdedir. Kelimeleri güzel kulanırsak güzeli bulur ve demek istediğimizi daha iyi anlatabiliriz.

Şu bir gerçekki evlilik bir meydan muhaberesi değildir. Bir güç kabul ettirme sahası da değil. Evlilik Allahın c.c bahşettiği en kutsal kurumdur. Ve bizim burda olmamızı sağlayan evrimi sağlayan ve bu evrimi sağlıklı bir şekilde sürdürülmesini sağlayan bir kurumdur.. Evlilik olmasa insan evrimi çok büyük sekteye uğrardı devam etse bile gelişmesi çok geride kalır ve değer yargılarının aşırı bir şekilde bozulmasına etken olurdu.

Öncelikle, evlilipe saygı duyulması şarttır.. Ve eşlerin bir meydan muhaberesinde olmadıklarını bir sevgi seline kapıldıklarını kabul etmeleri gerekmektedir. Burada söz konusu mantık evliliği değildir zorunlu evlilikler olmamsı gereken belki çok karşılaşılan fakat Evlilik kelimesinin özüne yakışmayan ve olmayan bir zorlamadır.

Pekala, Evlendiniz bal ayı denen günler geçti bu yalnış bir cümle veya düşünüş.

“Balayı denen günler geçti”

Asıl geçen şey bunu söyleyen şahsiyetlerin kafa yapısındaki geriliktir. Evlilikte bu malum ayları tün ömre yayacaksın.. Balayı denen gerçek asıl şefkat ayı, Hoş görü ayı, saygı ayı, değer verme ayı ile ifade edilen zaman dilimidir. Bir kaç ay sonra bunları kayıp mı ediyoruz?

İşte bahsettiğim gibi hep bir savaştan bir meydan muhaberesinin söz konusu olmadığı bir gerçeklikten bahsediyorum.. Sinirlenen eş çekilecek susacak. Yok içine atınca adoluyormuş dışına atınca bilmem ne gibi bir sürü saşma sapan mazeretlere sığınmayacak..

Evlendin doldun git dışarı kus...Yoksa hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde yanında olan sana ömrünü bağışlayan insana asla.. Zaten evlilikte hoş görü dışında her şey yasak ve saygı dışında...

Diyelim bunlar var. Var ise adına Evlilik demiyeceksin..

“Ne diyecem dersende?”..

“Ne dersen de”

diye cavap alırsın. Ne dersen de fakat asla Evlilikte kabahat bulma..

Hiç bir şekilde tanımlar suçlu olamaz suçlu ancak insanın ta kendisidir...

Bu bölümde sizlere harp etmeyin diyorum. Yüksek sesle konuşmayın.. Bağırmayın.. Fakata asla bunun istisnası yok.. Gurur kırmayın. Evlilik bir nevi Filozof olmak gibi tek gerçek toplumun değer yapısına bağlı kalmaktır. Tek doğru budur...

blackfoal