5 Kasım 2007 Pazartesi

ALTIN ÜLKESİ KOLHETİ: EFSANE VE GERÇEKLER X.

ALTIN ÜLKESİ KOLHETİ: EFSANE VE GERÇEKLER

Otar LORDKİPANİDZE

Almancadan çeviren:Gubazi Çibarişi


''Eski çağlarda büyük üne sahip olan ülkenin (Kolhetia’nin ) ününü Jason’unArgonot seferi efsanesı ve ondan önceki Phrixos’un seferide göstermektedir.'' (Strabon)


Kolhetinin en parlak döneminden biri olan M.Ö. 5.- 4. yy ın ilk yarısında orjinalite ve spesifik stil elementleri sanatta en açık olarak kuyumculukta görülmektedir. Erken antik Kolhetinin en eski altın işleme örneklerinin yaşı144 M.Ö. 8.-7. yy olarak tayin edilmektedir: Urekide plastik stilde yapılmış yabani hayvan başı figürleri ve zengin granulasyon ile süslenmiş alınlık145. Nosiri (Şek. 1, Nr. 35), Çuburişindşi (Şek. 1, Nr: 25) ve Parskanakanevi (Şek. 1, Nr. 48)146, bir tarafı stilize edilmiş boğa başı, diğer tarafında geometrik kıvrım bulunan üçgen seklinde altın takı (Resim. 17, 1). M.Ö. 7.-6. yüzyıla ait eserler orjinal ve gösterişli stilde, zengin granülasyonla bezenmiş ve şaşırtıcı derecede sanatsal çeşitliliğe sahipler. M.Ö. 5. ve 4. yüzyılın ilk yarısında tam bir yetkinliğe ulaşmıştı. Kolhetinin en önemli politik merkezlerinden biri olan Vani’de (Şek.1,Nr. 14) ve diğer bölgelerde bulunan örnekler bu dönemin en mükemmel örneklerini oluşturmaktadır147.
Altınve gümüş diademler karakteristik baş süslemelerdir. Uçları çeşitli motifler süslenmiş romboedral plakalarla biten burma halkalardan oluşmakatadırlar (
Resim. 15, 2). M.Ö. 5.-4. yy la ait bu tip diademler sadece Kolhetide yaygındır. Belliki bunlar özel olarak ölü gömme merasimleri için yapılmışlar148. Vani’de bulunan bir diademin üzerinde orient’te ve arkaik yunan sanatında yaygın olan hayvan başı figürleri bulunmaktadır. Plakanın bir yüzeyinde aslanlar sırt üstü yatmış bir boğayı boğmakta, diğerinde ise diz üstü çökmüş boynozlu bir ceylan ve bir post sırtı resmedilmiştir (Resim. 15, 1). Başarı ile gerçekleştirilmiş üç figürlü kompozisyon, temiz çizim, karakteristik hayvanların realist bir biçimde yansıtılması, bireysel, istemli ve ilginç ustayı tanıtıyor bize. Üçken çerçevede figürlerin yetkin bir biçimde dağılımı (fronton kombinasyon için tipik), aynı zamanda kompozisyondaki ince detay, ustanın arkaik Hellen sanatındaki yetkinliğine tanıklık etmektedir. Stil analizde, sembolize edilmiş canlıların biçimlerinin köksel olarak Asur, Manas, Med ve Akameniklerin sanat dünyası ile olan bağlantısı belirgin olarak görülebilmektedir. Bu da Kolheti sanatının orientle olan yakın etkileşimini yansıtmaktadır149.
Miktar ve çeşitlilik bakımından küpeler ve çengelli iğneler öne çıkmaktadır (
Resim. 16). Tipik olan ve sadece Kolheti’de yaygın olanlar M.Ö. 5. yüzyıla ait çember şeklinde, spektral süslemelerden oluşan, zengin granülasyonlu altın ve gümüş küpeler, ajurlu takılardır (Resim. 16, 3-4). Bir araba üzerinde iki atlı şeklinde figüre edilmiş olan gösterişli küpeler, elsanatının mükemmelliğini gösteren örneklerdendir (Resim. 16, 8-9). Bu küpeler Achalgori hazinesinde (Doğu Gürcistan) bulunan takıları anımsatmaktadır (bkz. Resim, 18, 1-2). Orjinal detaylar, diğer küpelerdede mevcut olan ve özgün bir stili yansıtan rozetli halka, karakteristik yanlardır150.
Plastik stilde resimlenmiş aslan, dana, koyun ve oroks (auerochs) başı figürlü bilezikler başlı başına bir gurup olusturmaktadır151.
Stilistik açıdan bu bilezikler Akamenik ve akdeniz ülkelerinde görülenlerden az farklılık göstermektedir. Üzeri plastik tarzda işlenmiş yaban domuzu figürlerinin yer aldığı altın bilezikler (
Resim. 17, 3-4) İran ve Anadoluda bulunan küçük bronzdan figürlerle benzerlik göstermektedir. Fakat ince detaylarda, grafik-dekoratif stili ve plastikte belli yönler ile diğerlerinden ayrılmaktadır152.
Vani ve Kolheti’nin diğer yerlerine ait altın el işçiliği alışılmışın dışında bir çesitlilik göstermektedir (minyatür kuş, dana, koyun, kaplumbağa ve benzeri figürlerle süslenmis çok sayıda takılar, çesitli türde inciler, heraldik kartal (heraldik: amblem sanatı ç.n.)153. Katı sanatsal stili ve özgün teknik çalışma, eserlerin tek bir okula (ekole) ait olduğunu göstermektedir. Büyük çoğunluğu sadece Kolheti’de yaygın olan, ödünsüz sanatsal formu ve bir önceki antik dönemle olan genetik bağlantısı, bunların yerel kolhi kökenine ait olduğunu göstermektedir.
M.Ö.5.yüzyıla ait çoğu Kolhi altın takıları piramit ve üçgen formadadır ve zengin granülasyonla bezenmiştir. Bu süsleme elementleri, daha öncede gördügümüz gibi, Kolheti’de M.Ö. 7.-8. yüzyılda da bilinmekteydi. Daha eski olan diğer örnekler, eski Mana ve Med’lerdeki Marlık ve Ziwiye’den bilinmektedır. M.Ö. 7.-5. yüzyılda granulasyon tekniği Etrusk’leride içine alacak şekilde bütün Akamenik dünyada ve Akdeniz bölgelerinde yaygındı. İlginç olan, Mana-Med Krallığının Hurri-Urartu halkı ile yakın ilişkileri, bu ülkede, yani Kolhetide, çok daha önce ortaya çıkmış olmasıdır.
M.Ö.5.-4.yüzyılda Kolheti’de, muhtemelen ilk olarak Vani’de, sanatsal olarak yüksek düzeye ulaşmış, dövme, burma, kakma, dökme, granulasyon gibi çeşitleri teknikleri ustaca kullanabilen özgün elsanatı örneklerini veren kuyumcu okullarının mevcut olduğu kesin olarak söylenebilir154. Kolheti kuyumcuları yerel kaynaklı hammaddeleri işliyorlardı. Antik yazarlar, örneğin Strabon (X, 2, 19) ve Appian (Mitrida savaşı 103) Kolheti deki nehirler hakkında ve ’’ koyun postu yardımı ile’’ altın elde etme yöntemi hakkında bilgiler iletmişlerdir. Bugün dağlık Kolheti bölgelerinden Svaneti’de aynı yöntem hâlâ kullanılmaktadır155. Antik yazarlar Kolheti’deki çok zengin altın yatakları hakkındaki efsaneleride biliyorlardı. Plinius’e göre;’’ Kolheti kralı Savlak çok geniş toprağa, söylendiğine göre Svanilerin ülkesinde ve ünlü altın postun bulunduğu krallığında muazzam miktarda altın ve gümüşe sahip’’ (NH XXXIII, 52). Bulunan çok sayıda altın bulgular yazılı aktarımları desteklemektedir156. Sadece Vani’de M.Ö. 5.yüzyıla ait yerleşim yerine ait kazılarda 1700 adet altın eşya çıkarılmıştır157. Kolhetinin bu zenginliği muhtemelen antik yazarların önemle altını çizdikleri ünlü ’’Altın Post’’ efsanesini yaratmıştır.
Kuyumculuk sanatı ile uğraşanlar ağırlıklı olarak kolheti aristokratına çalışıyordu. Aynı şekilde, örneğin metal işletmeciliğinın silah üreten kesimide aristokratlara çalışıyordu. Genelde sıradan kişilere ait mezarlarda silah bulunmamaktadır. Fakat istisnasız aristokratlara ait bütün mezarlarda silah bulunmuştur. Değerli metal, seramik kaplar, pahalı eşyalar (Herodot bunların Kolheti’den ihraç edildiğinden bahsediyor) ve diğer lüks eşyaların üretildiği atelyeler yerli aristokratların oturduğu yerlerde yoğunlaşmıştı. Bu, şehirlerin gelişimi için ana faktörü ve itici gücü idi. Elsanatlarına üretim merkezlerinin dışındada yaygın olarak görülmesi gelişmiş bir ticari ilişkiyi göstermektedir. Ayrıca bu kolhi toplumunun Milattan Önceki şehirli yapısını desteklemektedir. Bu M.Ö. 7.-4. yüzyılda Kolhi şehirlerinin sosyo-politik ve kültürel fenomenlere ait güncel sorunun çözümünü daha da zorlaştırmaktadır.
Yazılı kayıtlarda sadece ’’ Medea’nın geldiği ’’barbar şehir’’ den bahsediliyor (Pseudo-Skylax § 81). Ahşap yapılar zamanla çürüyüp kaybolduğu için, Kolhi şehirlerinin o zamanlarda nasıl göründüğünü ortaya çıkarmak çok zordur. Namçeduri’deki kazılardan elde edilen verilerden, Kolhi düzlüğünün bazı kesimlerinde muhtemelen insan gücü ile yapılmış, palisade ve hendekle çevrili tepelerde kurulmuş, iç kale şehirlerin kurulduğu kabul edilebilir158.
Antik Vani şehrinde yapılan kazılar en önemlilerinden birisidir. Vani M.Ö. 6. yy dan 4. yy la kadar Kolheti Krallığının politik merkezi konumunda idi. Daha öncede belirtildiği gibi bu politik yapı, Strabon tarafından Skeptucien olarak ifade edilmiştir (X, 2, 18)159. İdari ikâmetgâh iki tarafı doğal, diğer tarafı ise muhtemelen insan eli ile kazılmış derin hendeklerle çevrili, üçgen piramit şeklindeki bir tepenin üzerinde kurulmaktaydı. Bu tepenin merkezi ve alt kesimlerinde yer alan teraslarda bulunan mezarların içinde ölülerle birlikte gömülen özel eşyalar zengin bir içeriğe sahiptir. Mezarlar belli bir düzen içerisinde yerleştirilmemekle birlikte bunlar belirgin kültürel sınıfların oturduğu evlerin yakınında yer almaktaydı. Tepenin üst terasında, tabanında dinsel törenlerde kullanılan kanalları olan ahşap bir mabet bulunuyordu160 (Şek. 9. 3). Bütün bunların bu tepenin merkezinde yer alıyor olmaları, burada oturan aristokrat kesimin işlevsel olarak bir ölçüde dünyevi ve ruhani gücüde elinde bulundurduğunu göstermektedir. Aristokrat kesimin ortaya çıkışı ve bunların toplum içindeki özel konumlarından dolayı ortaya çıkan belli bölgelerde yerleşme tercihleri, zamanla buraları İdari ikâmetgâha dönüştürmüştür. Sıradan halk bu tepelerin eteklerinde yaşamaktaydı. Vani’de tepeler ve eteklerınde görülen bu yerleşim yapısı, hiyerarşik bir sistemin varlığını göstermektedir. M.Ö. 5.-4. yüzyıla ait Mtisdsiri yerleşim yeririnin 10 km. kuzeyinde, bir tepe üzerinde yer alan kale bununla bağdaştırılabilir. Kale bir kaya kütlesinin üzerinde, kalınlığı 3 m. ye varan, duvarlarları kalın kütüklerle inşa edilmiş tek bir kuleden oluşmaktadır161. Kale önemli bir starejik konuma sahiptir. Buradan Vani’nın tüm çevresi kolaylıkla gözetlenebiliyor ve böylelikle şehir korunabiliyordu. Burada yönetim gücünün karakteristik yanı ortaya çıkıyor; teretoryal savunma. M.Ö. 6.-4. yüzyılda Vani, yönetici aristokrat kesimin İdari ikâmetgâhı ve daha da önemlisi, çevre alanlarındaki tarımsal ekonominin değerlendirildiği, siyasi yönetimin merkezi konumunda idi. Bu alandaki tarımın sadece ekonomik değil siyasi yönüde vardı162.
Arkeolojik buluntular, elsanatlarının önemli olanlarının politik yönetim merkezlerinde yoğunlaştığını ve sadece Kolhi toplumunun üst yönetici sınıfının ihtiyaçlarını karşılama işlevini yerine getirdiğini göstermektedir. Metal ve cam ürünler, İyon ve Attik’ğe ait (Attik yarım adasından) işlemeli, siyah sırlı seramikler, Akdeniz’in çeşitli merkezlerinden gelen amforalar vd. Vani’nin M.Ö. 6. yy da ve özellikle 5.-4. yy da ticaret merkezi olarak önemli bir konuma sahip olduğunu göstermektedir. Aynı dönemde Yuna ithal ürünleride kırsal kesimlere ulaşmıştır. Örneğin Chiosve Lesbos yerleşim yerlerinde bulunan Amforalar, Şuamta, Mtisdsiri, Dablagomı, Dapnari vd. de bulunan Attik işlemeli ve siyah açkılı seramikler bu savı desteklemektedir163. Vani önemli bir ekonomi merkezi olmasının yanında mevcut olan pıyasaya dağıtım işlevinide üstlenmişti.
Özetle; Vani erken Kolhetin’nin politik, idari, ticari ve dini merkezi durumunda idi. Ancak Vani’nin o dönemde bu özelliğe sahip tek şehir olup olmadığı tartışmalıdır164. Herhalükarda Vani şehri sahil kesimlerdeki Kolheti dünyası ile Helen dünyasının ilk ilişkiye geçtiği, büyük yunan koloniyasyonu döneminde kurulan diğer şehirlere göre Kolhetinin gelişimine önayak olmuş, idari merkez işlevine sahip bir şehirdi165.
___________________________________________________________________
144. Kolheti den M.Ö. 3. binyıldan altın takılar kazılarda çıkarılmıştır. Örneğin Zarzis-Gora Kurgan ve Satçheredeki Koreti de bulunan bir buçuk halkalı spiral şeklinde alna takılan bir süs eşyası (Kuftin 1949,74). Fakat altın işlemeciliği geleneğinin 3.bin yıldan antik döneme kadar aralıksız olarak devam ettiğini söylenemez.

145. Mik’elaje 1985.

146. Gogoşije 1976, 12-22.

147. O.Lort’k’ip’anije 1979a, 85-100; Čqonia 1981.

148. O.Lort’k’ip’anije 1979a, 86-88; 1985b,53-54.

149. O.Lort’k’ip’anije 1979a, 83-90; 1971, 261-268.

150. O.Lort’k’ip’anije 1979a, 90-94; 1971, 268-274; Čqonia 1981, 27-31.

151. Čqonia 1981, 47-49.

152. O. Lort’k’ip’anije 1979a, 94-95; 1971, 275-276.

153. Čqonia 1981, 7-51.

154. O.Lordkipanije 1979a.84-100; 1971,261-280. Burada Vani deki üretim merkezi dikkate alınmalı, -altın külçeler, plate artıkları, küremsi kalıntılar, küçük plateler ve altın teller (Çqonia 1981.92-97.139-141.148).

155. Bočorişvili 1946; O. Lort’k’ip’anije 1979a, 99-101; Severin 1985, 222-224.

156. O.Lort’k’ip’anije 1979a, 99-100.

157. Vani I, 213-242; O. Lort’k’ip’anije 1971, 261-280.

158. Mik’elaje ve Xaxut’aişvili 1985, 20-21.

159. O.Lort’k’ip’anije 1979a, 54-55.

160. VaniIV,150-154.

161. G.Gamkrelije 1982.

162. O.Lort’k’ip’anije 1977b, 2, 160-167.

163. O. Lort’k’ip’anije 19 ve diğerleri 1983.

164. Şu andaki tarihsel ve arkeolojik bilim camiasında antik şehrin varlığı üzerinde kesin bir fikir birliği mevcut değildir ve kanımca olmasıda zordur. Bir şehrin tanımlanmasında çıkış noktası şehrin fonksiyonu olması gerekir. Nasılki günümüzde farklı fonksiyonlara sahip şehriler var (örneğin Endustri merkezleri, bürokratik merkezler, öğrenci şehirleri) antik dönemlerdede benzer şehirler mevcuttu. Bu nedenler şehirleri ticari ve elsanatı kriterlerine göre veya sadece fiziki karakterlerine göre (coğrafik ve demografik) ölçüt ve nüfusa göre değerlendirmek bana göre büyük bir yanlış olur. Tarihi sağlam veriler antik şehirin ana işlevlerin, yani politik, ekonomik, kültürel ve dinsel alanların çeşitli biçimlerde ortaya çıktığını göstermektedir.165. Bölgeye özgü coğrafik koşullar kolhi şehirlerinin görünümünde de kendini göstermektedir. Kolhi şehirlerinde büyük ihtimalle oriental şehirlerin tipik özelliklerini, yüksek mimarisini, göstermiyordu.

Hiç yorum yok: